• Home
  • Alan Adı
  • Ücretsiz Let’s Encrypt mi, Ücretli SSL mi? Güvenlik ve SEO Karşılaştırması
ucretsiz-lets-encrypt-mi-ucretli-ssl-mi-guvenlik-ve-seo-karsilastirmasi

Ücretsiz Let’s Encrypt mi, Ücretli SSL mi? Güvenlik ve SEO Karşılaştırması

Sharing is caring!

SSL Tercihi Neden Bu Kadar Önemli?

Son birkaç yılda hem kendi projelerimde hem de danışmanlık verdiğim işletmelerde en çok gelen sorulardan biri şu oldu: “Ücretsiz Let’s Encrypt SSL mi kullanalım, yoksa ücretli SSL mi almalıyız?” Özellikle yeni bir proje planlama toplantısında maliyet kalemlerini çıkarırken, SSL satırının yanında küçük ama kritik bir soru işareti beliriyor. Çünkü burada vereceğiniz karar, sadece güvenliği değil, SEO performansını, marka algısını ve operasyonel yükünüzü de doğrudan etkiliyor.

Tarayıcıların “Güvenli değil” uyarıları, Google’ın HTTPS’i sıralama sinyali olarak kullanması ve kullanıcıların güvenlik hassasiyeti, artık SSL sertifikasını opsiyonel değil zorunlu hale getirdi. Ancak zorunlu olan şey “HTTPS kullanmak”; bunun hangi sertifika ile sağlanacağı ise tamamen sizin senaryonuza bağlı.

Bu yazıda ücretsiz Let’s Encrypt sertifikaları ile ücretli SSL çözümlerini; güvenlik, SEO, yönetilebilirlik ve kurumsal gereksinimler açısından gerçekçi bir gözle karşılaştıracağım. Hem küçük bir blog açan biri olarak, hem de veri merkezlerinde çalışan bir sistem yöneticisi gözüyle, hangi durumda hangisini tercih etmenin mantıklı olduğuna birlikte bakacağız.

Let’s Encrypt Nedir, Neyi Çözüyor?

Let’s Encrypt, kar amacı gütmeyen bir sertifika otoritesi. Temel hedefi, herkes için ücretsiz ve otomatik SSL sağlayarak interneti bütünüyle HTTPS’e taşımak. Yani “her site için sertifika satın alalım” yaklaşımını değil, “her site otomatik olarak sertifikaya sahip olsun” yaklaşımını benimsiyor.

Temel Mantık ve Avantajları

Let’s Encrypt’in en güçlü olduğu nokta, otomasyon ve maliyet tarafı:

  • Ücretsizdir: Her alan adı için ayrı ücret ödemezsiniz.
  • Hızlı kurulur: Doğrulama süreci tamamen otomatik ilerler; dakikalar içinde sertifika alabilirsiniz.
  • Geniş destek: Birçok <a href="https://www.DCHost.com/tr/web-hosting”>Hosting paneli, kontrol paneli ve sunucu yönetim aracı Let’s Encrypt’i yerleşik olarak destekler.
  • Güncel standartlar: Modern tarayıcılarla uyumlu güçlü şifreleme algoritmalarını destekler.

Özellikle DCHost gibi modern altyapı sunan sağlayıcılar, otomatik Let’s Encrypt entegrasyonu ile sertifika kurulumunu tek tık haline getirebiliyor. Bu sayede sertifika yönetimi için ekstra zaman harcamanıza gerek kalmıyor.

Otomatik Yenileme ve Operasyonel Yük

Let’s Encrypt sertifikalarının tipik süresi 90 gündür. Bu ilk bakışta dezavantaj gibi görünse de ACME protokolü sayesinde yenileme süreci otomatikleştirildiğinde, neredeyse hiç hissetmiyorsunuz:

  • Sunucunuzda çalışan istemci (örneğin certbot veya panelin kendi entegrasyonu) süresi dolmadan önce sertifikayı yeniler.
  • Doğru kurulduysa, hem web sunucusu hem de sertifika tek bir cron/job ile kendi kendine güncel kalır.
  • Büyük avantaj: Uzun süreli ve unutulan sertifikaların aniden bitip sitenizi çökertmesi riskini azaltır.

Kendi ortamlarımda genelde Let’s Encrypt’i, otomasyonun düzgün kurgulandığı sistemlerde tercih ediyorum. Özellikle DCHost üzerinde yönetilen panellerde bu süreçler hazır geldiği için, ek bir efor harcamadan güvenli HTTPS sağlamak mümkün oluyor.

Ücretli SSL Sertifikaları Ne Sunuyor?

Ücretli SSL dünyası ise çok daha çeşitli: Farklı doğrulama seviyeleri, garanti kapsamları ve ürün tipleri var. Burada kritik nokta, “şifreleme gücü”nden çok “doğrulama seviyesi ve ek hizmetler” oluyor.

DV, OV, EV Farkları Kısaca

Detayını DV, OV ve EV sertifika türlerini ayrıntılı anlattığım yazıda açıklamıştım, burada kısaca özetleyeyim:

  • DV (Domain Validation): Sadece alan adının kontrolü doğrulanır. Let’s Encrypt de aslında DV kategorisindedir.
  • OV (Organization Validation): Alan adı yanında şirket bilgisi de doğrulanır. Ticaret sicil, adres vb. kontroller yapılır.
  • EV (Extended Validation): En detaylı doğrulama. Şirketin gerçekten var olduğu ve alan adıyla ilişkili olduğu derinlemesine incelenir. Tarayıcı arayüzünde marka güvenini öne çıkaran öğeler sunar.

Yani ücretli SSL’ler, daha güçlü bir şifreleme sunmaktan ziyade, “bu siteyi kim işletiyor” sorusuna daha güvenilir bir yanıt vermeyi amaçlar.

Garanti, Destek ve Ek Özellikler

Ücretli sertifikalar genelde şu ek avantajlarla gelir:

  • Garanti (Warranty): Sertifika otoritesinin hatasından kaynaklı zararlara karşı belirli bir maddi güvence sunulur.
  • Destek: Kurulum, hata ayıklama, tarayıcı uyumsuzluğu gibi konularda üretici veya satıcı desteği alabilirsiniz.
  • Gelişmiş tipler: Wildcard (tüm alt alan adları için), çok alan adını kapsayan (SAN) veya özel kullanım senaryolarına yönelik sertifikalar bulunur.
  • Uzun süre: Bazı modellerde daha uzun sertifika süreleri ve yenileme avantajları vardır (yine de tarayıcı politikaları nedeniyle süreler kısalıyor).

Özellikle güvenlik denetimlerinden geçen, regülasyona tabi (finans, sağlık vb.) sistemlerde; OV veya EV sertifikalar çoğu zaman bir gereklilik haline geliyor.

Güvenlik Açısından: Let’s Encrypt ve Ücretli SSL Arasında Gerçek Fark Ne?

Teknik olarak konuşursak, bugün bir Let’s Encrypt sertifikasıyla bir ücretli DV sertifikası arasında şifreleme gücü açısından neredeyse hiçbir fark yok. Her ikisi de aynı protokolleri (TLS 1.2, TLS 1.3), benzer anahtar uzunluklarını ve modern şifre paketi yapılarını kullanabiliyor.

Şifreleme Gücü ve Protokoller

Güvenliği asıl belirleyen unsurlar şunlar:

  • TLS versiyonu: TLS 1.0 ve 1.1’in kapatılması, TLS 1.2 ve mümkünse 1.3’ün aktif edilmesi.
  • Şifre paketleri: Zayıf şifre paketlerinin devre dışı bırakılması, güçlü ve modern olanların seçilmesi.
  • Anahtar uzunluğu: 2048 bit ve üzeri anahtar kullanılması.
  • Sunucu yapılandırması: HSTS, OCSP stapling, güvenli yeniden yönlendirmeler.

Bu noktaların hiçbiri sertifikanın ücretsiz veya ücretli olmasına bağlı değil. Tamamen sunucu konfigürasyonunuz ve yönetim kaliteniz belirleyici. Örneğin kötü yapılandırılmış bir ücretli EV sertifikası, iyi yapılandırılmış bir Let’s Encrypt’e göre çok daha zayıf bir güvenlik profiline sahip olabilir.

Sertifika Yönetimi, İnsan Hataları ve Operasyon

Gerçek hayatta karşılaştığım asıl problemler, sertifikanın ücretli veya ücretsiz olmasından değil, yönetim hatalarından kaynaklanıyor:

  • Sertifika bitiş tarihinin unutulması ve sitenin aniden “güvenli değil” uyarısı vermeye başlaması.
  • Ara sertifika zincirinin yanlış kurulması ve bazı tarayıcılarda güven hataları çıkması.
  • Eski HTTP sayfalara düzgün yönlendirme yapılmaması ve karışık içerik (mixed content) hataları.

Bu açıdan bakınca, Let’s Encrypt’in otomatik yenileme yapısı doğru kurulduğunda, birçok küçük ve orta ölçekli proje için güvenlikte “daha sürdürülebilir” bir model bile sunabiliyor. Yine de kritik sistemler ve regülasyonlu alanlarda ücretli ve destekli ürünler tercih etmek, risk yönetimi açısından daha sağlıklı.

SEO Açısından: Google İçin Önemli Olan Ne?

SEO tarafında en sık duyduğum yanlış inanışlardan biri şu: “Ücretli SSL alırsak Google daha çok sever, daha üst sıralara çıkarız.” Maalesef (ya da neyse ki) böyle sihirli bir katkı yok. Google için HTTPS bir sıralama sinyali, ancak Let’s Encrypt mi, ücretli mi olduğu doğrudan bir fark yaratmıyor.

HTTPS Sinyali ve Kullanıcı Güveni

SEO açısından kritik olanlar:

  • Site HTTPS mi, değil mi? HTTP kullanıyorsanız dezavantajlısınız.
  • Tarayıcı uyarıları var mı? “Güvenli değil” uyarısı alan siteler hem kullanıcı hem SEO tarafında olumsuz etkilenir.
  • Karışık içerik (mixed content) var mı? HTTPS sayfada HTTP resim/script çağrıları, hem güvenliği hem SEO’yu zedeler.
  • Performans: Modern TLS ve HTTP/2 yapılandırması, dolaylı olarak Core Web Vitals metriklerinizi iyileştirebilir.

Yani Google’ın baktığı resim, genellikle “bu alan adı güvenli bir şekilde hizmet veriyor mu” sorusunun yanıtı. Kullanılan sertifika otoritesi ve ücret seviyesi, aynı düzeyde doğrulama (DV) için kendi başına sıralama farkı yaratmıyor.

HTTP’den HTTPS’ye Geçişte Dikkat Edilmesi Gerekenler

SEO tarafında en kritik aşama, geçiş süreci. Yanlış yapılan bir HTTPS geçişinde, en iyi sertifikayı da kullansanız sıralama kayıpları yaşayabilirsiniz. Bu konuda HTTP’den HTTPS’ye geçişi SEO kaybı olmadan nasıl yapabileceğinizi anlattığım detaylı rehberi ve HTTPS geçiş kontrol listesini mutlaka incelemenizi öneririm.

Kısaca şunlara dikkat etmek gerekiyor:

  • Tüm HTTP URL’lerini kalıcı (301) olarak HTTPS karşılıklarına yönlendirmek.
  • Canonical, sitemap, robots.txt gibi yapıların HTTPS’e göre güncellenmesi.
  • CDN, resim, JS ve CSS kaynaklarının da HTTPS üzerinden servis edilmesi.
  • Google Search Console ve analytics tarafında alan adının HTTPS versiyonunun eklenmesi.

Özetle: SEO açısından asıl kritik olan, “Let’s Encrypt mi ücretli SSL mi” sorusundan çok, “HTTPS’i doğru kurguladık mı” sorusu.

Hangi Durumda Hangisini Tercih Etmelisiniz?

Gelelim en pratik ve en çok merak edilen bölüme. Kendi deneyimlerimden yola çıkarak, farklı senaryolar için mantıklı SSL tercihlerini özetleyeyim.

Bireysel Blog, Portfolyo ve Hobi Projeleri

Kendi kişisel blogunuz, portfolyo siteniz veya yan proje olarak geliştirdiğiniz ufak bir uygulama varsa, ben bu tip durumlarda doğrudan Let’s Encrypt öneriyorum:

  • Maliyet yok; başlangıç bütçesini başka kalemlere ayırabilirsiniz.
  • Otomatik yenileme ile uğraşmazsınız (sunucu tarafında doğru kurgulanmışsa).
  • SEO açısından ücretli SSL’e göre dezavantajınız olmaz.

Bu tip projelerde, asıl odaklanmanız gereken konular; doğru hosting mimarisini seçmek, sunucu güvenliğini temel seviyede sağlamlaştırmak ve içerik tarafında istikrarlı olmaktır. SSL tarafını Let’s Encrypt ile ucuz ve hızlı çözüp, enerjinizi asıl değer üreten kısımlara ayırmak bence en mantıklısı.

KOBİ Web Siteleri ve Kurumsal Projeler

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin kurumsal sitelerinde ise konu biraz daha karmaşık. Burada birkaç soruyu yanıtlamanız gerekiyor:

  • Sitede ödeme almıyor olsanız bile, müşterilerden kişisel veri topluyor musunuz?
  • Şirketinizin itibar yönetimi ve hukuki sorumlulukları açısından ekstra güven katmanına ihtiyaç var mı?
  • Teknik ekibiniz sınırlıysa, sertifika konusunda dış destek sizin için kritik mi?

Bu sorulara “evet” diyorsanız, en azından ücretli bir DV veya mümkünse OV sertifika tercih etmek mantıklı olabilir. Özellikle kurumsal güveni ön plana çıkarmak istiyorsanız, OV sertifikalar şirket kimliğinin doğrulanması açısından size artı yazar.

E-Ticaret ve Hassas Veri İşleyen Uygulamalar

Ödeme alan, sağlık verisi işleyen, finansal işlemler yapan veya yüksek hacimli kullanıcı verisi toplayan projelerde, Let’s Encrypt’i genelde tek başına yeterli bir çözüm olarak görmüyorum. Bu tip sistemlerde şunlar devreye giriyor:

  • Regülasyonlar ve sektör standartları (PCI-DSS, KVKK, GDPR vb.).
  • Bağımsız güvenlik denetimleri ve sertifikasyon süreçleri.
  • Hukuki sorumluluk ve olası veri ihlali senaryolarında ispat yükü.

Bu durumda en azından OV seviyesinde, tercihen EV sertifikalar kullanmak; sertifika otoritesinin sunduğu garanti, destek ve denetim dokümantasyonu sayesinde risk yönetimini kolaylaştırır. Yine de unutmayın, SSL sadece taşıma katmanı güvenliğini sağlar. Uygulama güvenliği, sunucu sertleştirmesi ve ağ güvenliği için ayrıca çalışmanız gerekir. Bu konuda VPS sunucu güvenliğini uygulamalı olarak anlattığım rehbere de göz atabilirsiniz.

Pratik Yaklaşım: Hibrit SSL Stratejisi

Gerçekte birçok projede en sağlıklı yaklaşım, hibrit bir SSL stratejisi kurmak oluyor. Yani tek bir tip sertifika ile tüm altyapıyı geçirmeye çalışmak yerine, kritik seviyeye göre ayrıştırmak:

  • Ön yüz (public) ve kurumsal site: Kurumsal algı ve marka için OV/EV tercih.
  • Blog, dokümantasyon, alt projeler: Otomatik Let’s Encrypt ile hızlı ve masrafsız çözüm.
  • İç servisler, API’ler, staging ortamları: Tamamen Let’s Encrypt + otomasyon.

Sunucu ve domain sayısı büyüdükçe, bu ayrımı yapmak hem maliyet hem de yönetilebilirlik açısından ciddi avantaj sağlıyor. Özellikle çok sayıda alt alan adıyla çalışan yapılarda, wildcard sertifikalarla Let’s Encrypt’i birlikte kullanmak oldukça yaygın ve mantıklı bir pratik haline geldi.

DCHost Üzerinde SSL Kullanımı ve Kendi Deneyimim

Kendi projelerimi planlarken genelde şu şekilde ilerliyorum: İlk aşamada ortamı hızlıca ayağa kaldırmak için otomatik Let’s Encrypt entegrasyonu olan bir altyapı tercih ediyorum. Burada DCHost gibi, panel üzerinden tek tıkla Let’s Encrypt kurulumuna izin veren, yenilemeleri arka planda yöneten sağlayıcıların ciddi zaman kazandırdığını söyleyebilirim.

Daha sonra proje olgunlaşmaya, trafik artmaya ve işin ticari tarafı büyümeye başladığında, ihtiyaç oldukça seçili alan adlarında ücretli SSL’e upgrade ediyorum. Özellikle ödeme sayfaları, müşteri panelleri ve kurumsal ana domainler için OV/EV tercihi yapıp, diğer tüm alt servisleri Let’s Encrypt üzerinde bırakmak çoğu zaman en dengeli çözüm oluyor.

Benim için önemli olan, SSL’in günlük operasyonlarımı yormaması ve güvenlik denetimlerinde sorun çıkarmaması. Bu yüzden mimariyi tasarlarken, sadece sertifika tipini değil; arkadaki sunucu mimarisini, yedeklilik modelini ve otomasyon süreçlerini de birlikte kurguluyorum.

Sonuç ve Yol Haritası Önerisi

Özetle; “Ücretsiz Let’s Encrypt SSL mi, ücretli SSL mi?” sorusunun tek bir doğru cevabı yok. Ama şu çerçeve çoğu senaryoda iş görüyor:

  • Kişisel projeler, bloglar, basit kurumsal siteler: Otomatik Let’s Encrypt genellikle fazlasıyla yeterli.
  • Güçlü kurumsal algı, regülasyon ve denetim gerektiren projeler: OV/EV ağırlıklı ücretli SSL çözümlerine yönelin.
  • Büyük yapılarda: Kritik parçalar için ücretli, geri kalan servisler için Let’s Encrypt ile hibrit strateji kurun.

SEO açısından bakıldığında, Google’ın gözünde Let’s Encrypt ile ücretli DV sertifika arasında sihirli bir fark yok. Asıl kritik olan; HTTPS’e eksiksiz geçiş, karışık içerik hatalarından kaçınmak ve genel site performansını iyi tutmak. Bu süreçte, yukarıda link verdiğim SEO kaybı olmadan HTTPS’e geçiş rehberini ve kontrol listesini mutlaka uygulamanızı öneririm.

Eğer halen hangi sertifikayı seçeceğinize karar veremiyorsanız, önce projenizin risk profilini, hukuki sorumluluklarını ve büyüme hedefini netleştirin. Ardından sunucu tarafında kullanmayı planladığınız altyapıyı (örneğin DCHost üzerinde bir VPS veya Bulut Sunucu) belirleyip, otomasyon imkanlarını gözden geçirin. Takıldığınız yerde yorum yazarak veya bana doğrudan ulaşarak senaryonuzu paylaşabilirsiniz; yıllardır edindiğim saha tecrübesiyle, projenize en uygun SSL stratejisini birlikte çıkarabiliriz.

Yeni Paylaşılanlar
Clear Filters

Choosing the right data center location and server region is one of those decisions that quietly shapes everything about your…

Veri Merkezi Lokasyonu ve Sunucu Bölgesi Seçimi Neden Bu Kadar Önemli? Bir web projesi planlarken genelde alan adı, tema, SEO…

Yorum Yapın

Bağlantılı Makaleler