Paylaşımlı Hosting kullanıyorsan ve sitenin özellikle farklı şehirlerden ya da ülkelerden girildiğinde yavaşladığını hissediyorsan, büyük ihtimalle sıradaki doğal adımın CDN’i araştırmak oluyor. Sunucu tarafında optimizasyon, veritabanı iyileştirmeleri, önbellekleme derken belli bir seviyeden sonra ağ gecikmesi (latency) ve ziyaretçiye olan fiziksel mesafe en büyük darboğaz haline geliyor. İşte tam bu noktada CDN (Content Delivery Network), Paylaşımlı hosting kullanan projeler için bile ciddi bir performans kaldıracı haline geliyor.
Bu yazıda CDN’in tam olarak ne olduğunu, ne işe yaradığını ve özellikle paylaşımlı hosting kullanan web sitelerinde CDN ile nasıl gerçek bir hız farkı yaratabileceğini adım adım anlatacağım. Daha önce hem kurumsal projelerde hem de kişisel blog ve küçük e-ticaret sitelerinde CDN entegrasyonu yaptığım için, teoriden çok pratiğe odaklanan bir rehber hazırlamak istedim. DNS ayarları, SSL, cache kuralları, WordPress entegrasyonu, ölçümleme araçları derken; kafanda soru işareti bırakmamaya çalışacağım.
CDN Nedir?
CDN, açılımı Content Delivery Network olan, statik içeriklerini (görseller, CSS, JS, fontlar, bazı HTML çıktıları vb.) dünyanın farklı noktalarına dağıtılmış sunucular üzerinden kullanıcılara ulaştıran bir ağ altyapısıdır. Basit anlatımla: Sitenin dosyaları tek bir veri merkezinde durmak yerine, CDN’in edge dediğimiz uç sunucularında önbelleğe alınır ve ziyaretçiye en yakın noktadan servis edilir.
Normalde paylaşımlı hosting kullandığında, siten tek bir Fiziksel Sunucuda barınır. Ziyaretçi nereden gelirse gelsin, istekler hep o sunucuya gider. Kullanıcı ile sunucu arasındaki mesafe arttıkça gecikme süresi de artar. CDN bu sorunu çözer; ziyaretçinin isteği önce CDN ağına gider, içerik varsa doğrudan oradan, yoksa origin (kaynak) sunucudan çekilip önbelleğe alınarak sunulur.
CDN’in nasıl çalıştığını daha teknik düzeyde incelemek istersen, CDN nedir ve hosting performansınızı nasıl artırır? başlıklı yazımda Cloudflare örneği üzerinden paket akışlarını ve HTTP düzeyindeki davranışları detaylandırmıştım.
CDN Ne İşe Yarar? Temel Faydaları
CDN’in asıl amacı hız olsa da, aslında beraberinde ağ tarafında birçok ekstra kazanım getiriyor. Özellikle paylaşımlı hosting tarafında kaynakların sınırlı olduğu senaryolarda bu faydalar daha da hissedilir hale geliyor.
Daha Düşük Gecikme (Latency) ve Daha Hızlı Yükleme
Ziyaretçiye en yakın CDN noktasından yanıt vermek; DNS çözümlemesi, TCP el sıkışması ve TLS (SSL) el sıkışması gibi adımların toplam süresini ciddi şekilde azaltır. Bu sayede:
- İlk byte’a kadar geçen süre (TTFB) düşer,
- Sayfa ilk pikselini daha hızlı çizer,
- Özellikle mobil ve yüksek gecikmeli bağlantılarda gözle görülür hızlanma yaşanır.
Sunucu Yükünün Azalması
CDN, statik dosyaları kendi üzerinde önbelleğe aldığı için her istek doğrudan paylaşımlı hosting sunucuna gitmez. Bu da:
- CPU ve disk IO kullanımının azalmasını,
- Yoğun trafik anlarında 508/503 gibi kaynak hatalarının daha az görülmesini,
- Aynı donanımla daha fazla eş zamanlı kullanıcıya hizmet vermeyi
- Daha iyi LCP (Largest Contentful Paint) değerleri,
- Daha düşük bounce rate,
- Özellikle mobilde daha akıcı bir deneyim
- Sınırlı CPU ve RAM,
- Paylaşılan disk IO,
- Paylaşılan ağ bant genişliği
- Origin sunucuda SSL var, CDN’de de SSL etkin (ideal senaryo),
- Origin HTTP, CDN tarafında SSL terminasyonu var,
- Hem origin hem CDN sadece HTTP kullanıyor (artık tavsiye edilmiyor).
- Tam DNS entegrasyonu: Alan adının nameserver kayıtlarını CDN’e yönlendirirsin, tüm DNS’leri onlar yönetir.
- Alt alan adı (subdomain) modeli: Örneğin cdn.ornekdomain.com gibi bir subdomain’i CNAME ile CDN’e yönlendirir, statik dosyaları buradan servis edersin.
- Origin IP adresinin (paylaşımlı hosting sunucunun IP’si) doğru olduğundan,
- www ve kök alan adı (ornekdomain.com) kayıtlarının düzgün tanımlandığından,
- Gereksiz veya eski kayıtların temizlendiğinden
- CDN panelinde alan adın için SSL sertifikası oluşturmak veya mevcut sertifikayı içeri aktarmak,
- Zorunlu HTTPS yönlendirmesini (redirect) CDN veya .htaccess üzerinden tek yerden yönetmek,
- Hata vermemesi için origin sunucuda da geçerli bir SSL’in olduğundan emin olmak (özellikle tam uçtan uca şifreleme istiyorsan).
- Statik dosyalar için agresif cache: .jpg, .png, .svg, .css, .js gibi dosyalar için uzun süreli cache header’ları kullan; CDN panelinde bu uzantıları hedefleyen kurallar tanımla.
- Dinamik sayfalar için temkinli davran: PHP tabanlı dinamik sayfaları (özellikle giriş yapılan paneller, sepet sayfaları vb.) ya hiç cache’leme ya da çok kısa süreli cache kullan.
- Admin ve login URL’lerini dışarıda bırak: WordPress’te /wp-admin ve /wp-login.php gibi kritik yolları cache dışına al.
- Önbellek eklentisinde (cache plugin) CDN adresini tanımlarsın,
- Site adresi aynı kalır ama statik dosya URL’leri CDN alt alan adına çevrilir,
- CDN panelinde de bu alt alan adını origin sunucuya yönlendirirsin.
- Chrome Lighthouse: Tarayıcı içinden Core Web Vitals skorlarını görmek için ideal.
- GTmetrix / WebPageTest: Farklı coğrafi konumlardan test yapıp CDN öncesi ve sonrası TTFB, yükleme süresi, istek sayısı karşılaştırmasını rahatça görebilirsin.
- CDN devreye girmeden önce ve sonra aynı test noktasını kullan,
- En az 3-4 test yapıp ortalamasına bak,
- Özellikle TTFB, LCP ve toplam sayfa yüklenme süresi metriklerine odaklan.
- Giriş gerektiren sayfaları,
- Yoğun dinamik içerik üreten endpoint’leri,
- Ödeme ve sepet adımlarını
sağlar.
SEO ve Kullanıcı Deneyimine Katkı
Google artık açıkça hız ve kullanıcı deneyimini sıralama faktörü olarak kullanıyor. Özellikle Core Web Vitals metriklerine baktığımızda, CDN ile hızlanan bir site:
sağlıyor. Bu da organik trafiğine pozitif yansıyor.
Güvenlik ve Saldırı Azaltma
Pek çok CDN, temel seviyede DDoS azaltma ve bot filtreleme özellikleri sunuyor. Tüm trafiğin önce CDN üzerinden geçmesi, paylaşımlı hosting sunucunu direkt olarak internete açmak yerine bir katman arkasına saklamanı sağlıyor. Tabii ki bu, profesyonel bir WAF veya kapsamlı güvenlik önlemlerinin yerini tam almaz; ama özellikle basit tarama saldırıları ve anlık trafik patlamalarına karşı ciddi avantaj sağlar.
Paylaşımlı Hosting ile CDN İlişkisi
Paylaşımlı hosting, maliyet avantajı nedeniyle başlangıç projeleri için hâlâ en mantıklı seçeneklerden biri. Ancak tek bir fiziksel sunucu üzerinde yüzlerce, bazen binlerce sitenin barındığı bir ortamdan bahsediyoruz. Bu da:
anlamına geliyor.
Bu ortamda sadece sunucu tarafını optimize etmek çoğu zaman yetmiyor. Ziyaretçi sayın arttıkça, özellikle statik dosya istekleri sunucuyu boğmaya başlıyor. İşte CDN tam bu noktada paylaşımlı hosting’in zayıf yanlarını dengeleyen bir katman haline geliyor.
Öte yandan CDN her şeyi çözmez. Yavaş çalışan PHP kodu, optimize edilmemiş veritabanı sorguları, yanlış yapılandırılmış WordPress eklentileri gibi problemler CDN ile sihirli şekilde ortadan kalkmaz. Bu tür sorunları çözmek için hem uygulama tarafında optimizasyon yapmak hem de gerektiğinde bir üst seviye mimariye geçmek gerekir. Trafiğin ve kaynak ihtiyacının büyüdüğü senaryolarda paylaşımlı hosting’den VPS’e ne zaman geçmelisiniz? yazısına mutlaka göz atmanı öneririm.
CDN Kullanmadan Önce Bilmeniz Gereken Temel Kavramlar
CDN entegrasyonuna girmeden önce, özellikle DNS ve SSL tarafında birkaç temel noktayı netleştirmek gerekiyor. Aksi halde “site açılmıyor”, “SSL bozuldu” gibi sorunlarla uğraşmak kaçınılmaz oluyor.
DNS Kayıtları (A, CNAME vb.)
CDN çoğu zaman alan adının DNS trafiğini de kendi üzerinden geçirir. Bunun için ya nameserver’ları CDN tarafına yönlendirirsin ya da sadece belirli subdomain’leri (örn. cdn.ornekdomain.com) CNAME ile CDN’e aktarırsın. DNS tarafında neyin ne olduğunu bilmiyorsan, önce DNS kayıtları nedir, A ve CNAME kayıtları nasıl çalışır? yazısından başlayarak temelini sağlamlaştırmanı öneririm.
SSL Sertifikası ve HTTPS
CDN kullanırken en sık karıştırılan konulardan biri SSL tarafıdır. Üç temel senaryo vardır:
Doğru yapılandırma için, önce sitenin zaten HTTPS’e doğru şekilde taşındığından emin olmak gerekir. Bu süreci detaylı anlattığım HTTP’den HTTPS’ye geçiş rehberine mutlaka göz at. Ayrıca hangi tip SSL’in senin için uygun olduğunu bilmiyorsan, SSL sertifikası nedir ve DV, OV, EV farkları nelerdir? yazısı da işini kolaylaştıracaktır.
Paylaşımlı Hosting’de CDN Kurulumu Adım Adım
Şimdi en kritik kısma gelelim: Paylaşımlı hosting kullanan bir sitede CDN’i nasıl devreye alırsın? Buradaki adımlar çoğu CDN sağlayıcısı için benzerdir; isimler ve menüler değişse de mantık aynıdır.
1. CDN Sağlayıcısını ve Mimariyi Seçmek
İlk adımda, ihtiyacına ve bütçene uygun bir CDN çözümü seçmen gerekiyor. Bazı hosting firmaları, tıpkı DCHost örneğinde olduğu gibi, kendi paneline entegre basit bir CDN veya edge cache hizmeti sunabiliyor. Böyle bir çözüm kullanıyorsan, çoğu ayar doğrudan hosting panelinden yapılabiliyor ve ek bir DNS taşımasına gerek kalmayabiliyor.
Dış bir CDN kullanacaksan, genelde iki mimariyle karşılaşırsın:
Paylaşımlı hosting’te genellikle tam DNS entegrasyonu daha pratik oluyor; ama e-posta ve diğer DNS kayıtlarını da oradan yöneteceğin için dikkatli olman gerekiyor.
2. Alan Adını CDN Paneline Eklemek
Seçtiğin CDN panelinde yeni bir site/alan adı ekleme ekranına gidip domain’ini tanımlarsın. CDN genelde mevcut DNS kayıtlarını otomatik tarar ve sana bir liste sunar. Bu adımda:
emin olmalısın.
3. Nameserver Değişikliği veya CNAME Yönlendirmesi
CDN tam DNS yönetimi istiyorsa, alan adını aldığın yerde (domain registrar) nameserver kayıtlarını CDN’in verdiği adreslerle değiştireceksin. Bu değişiklik genelde 5-10 dakika içinde yayılmaya başlasa da, tam oturması 24 saate kadar sürebilir.
Eğer sadece belirli subdomain’leri CDN üzerinden geçirmek istiyorsan, bu kez hosting panelindeki DNS bölümünden bir CNAME kaydı ekleyerek ilgili alt alan adını CDN’in sana verdiği host adına yönlendirirsin. DNS tarafına yabancıysan, adım adım örneklerin olduğu DNS kayıtları yönetim rehberi işine yarayacaktır.
4. SSL ve HTTP/HTTPS Trafiğini Doğru Yönlendirmek
Nameserver değişikliğinden sonra sitenin CDN üzerinden geçtiğini doğruladıysan, sıradaki kritik adım HTTPS trafiğini düzgün yönetmek. Bu aşamada tipik yapılacaklar:
Yanlış yapılandırılmış bir yönlendirme zinciri (loop) hem performansı bozar hem de sitenin açılmamasına yol açabilir. O yüzden değişiklik yaptıktan sonra birkaç farklı konumdan test etmekte fayda var.
5. Cache Kurallarını Tanımlamak
CDN performansını asıl belirleyen nokta cache (önbellek) politikalarıdır. Varsayılan ayarlar çoğu zaman iş görür ama paylaşımlı hosting’te ekstra dikkat etmek gerekiyor. Önerdiğim yaklaşım şu:
6. WordPress ve Diğer CMS’lerle Entegrasyon
Paylaşımlı hosting kullananların büyük kısmı WordPress, OpenCart, PrestaShop gibi hazır sistemler kullanıyor. Bu CMS’lerin çoğu, CDN entegrasyonunu kolaylaştıran eklentilerle geliyor. WordPress için tipik senaryo şöyle:
WordPress tarafındaki genel hız optimizasyonlarıyla CDN’i birlikte kullanmak istiyorsan, mutlaka WordPress hızlandırma rehberine göz at. Orada CSS/JS birleştirme, görsel sıkıştırma, veritabanı temizlikleri gibi CDN’den bağımsız ama tamamlayıcı adımları ayrıntılı anlattım.
Performans Kazancını Ölçmek ve İnce Ayar Yapmak
CDN’i devreye aldıktan sonra “hızlandı gibi ama ne kadar?” sorusunun cevabını tahminle değil, ölçümle vermek lazım. Bunun için ben genelde şu araç kombinasyonunu kullanıyorum:
Ölçüm yaparken dikkat etmen gerekenler:
Eğer CDN’e rağmen TTFB değerin yüksek kalıyorsa, sorun büyük ihtimalle paylaşımlı hosting sunucusunun yanıt süresindedir. Bu durumda hem uygulama tarafını optimize etmek hem de gerekiyorsa sunucu tarafında iyileştirmeye gitmek gerekir. Sunucu odaklı optimizasyon ipuçlarını ayrı olarak hazırladığım sunucu performansını artırma rehberinde bulabilirsin.
CDN Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Yaygın Hatalar
CDN kurulumu kadar, sonrasında karşılaşılabilecek tipik tuzakları bilmek de önemli. Özellikle paylaşımlı hosting kullanıcılarının sık yaptığı hatalardan bazıları şöyle:
Yanlış Cache Ayarları
En sık gördüğüm problem, dinamik sayfaların da agresif şekilde cache’lenmesi. Örneğin e-ticaret sitesinde sepet sayfasının ya da kullanıcı hesabı bölümünün CDN üzerinde cache’lenmesi, ziyaretçilerin birbirinin sepetini görmesi gibi büyük problemlere yol açabilir. Bu yüzden:
kesinlikle cache dışı bırak.
IP ve Güvenlik Kuralları
CDN devreye girdikten sonra sunucuna gelen isteklerin büyük kısmı CDN’in IP’lerinden gelecektir. Eğer paylaşımlı hosting sağlayıcın IP bazlı erişim kısıtlamaları yapıyorsa ya da güvenlik duvarı kuralları çok sıkıysa, CDN IP’lerinin engellenmediğinden emin olmalısın. DCHost gibi veri merkezi tarafında sistem yönetimi ve ağ güvenliğine önem veren sağlayıcılarda bu tür entegrasyonlar genelde daha sorunsuz ilerliyor.
DNS ve E-posta Kayıtlarını Bozmak
Nameserver’ı CDN’e taşıdığında, sadece web trafiğini değil tüm DNS kayıtlarını oraya emanet etmiş oluyorsun. MX, SPF, DKIM gibi e-posta kayıtlarını yanlış taşımak, bir anda e-postalarının çalışmamasına neden olabilir. Daha önce alan adınla profesyonel e-posta kurulumu yaptıysan ve SPF/DKIM/DMARC ile uğraştıysan, bu ayrıntılı e-posta rehberindeki kayıtları CDN’in DNS paneline birebir aktardığından emin olmalısın.
Sonuç ve Öneriler
Özetle: Paylaşımlı hosting kullanıyorsan ve siteni daha hızlı, daha dayanıklı ve daha ölçeklenebilir hale getirmek istiyorsan, CDN şu an için yapabileceğin en mantıklı yatırımlardan biri. Tek bir sunucunun sınırları yerine, dünya çapına yayılmış bir içerik dağıtım ağına yaslanmak hem kullanıcı deneyimini hem de SEO tarafındaki görünürlüğünü doğrudan etkiliyor.
Tabii CDN, sihirli bir performans anahtarı değil. Uygulama tarafı kötü tasarlanmış, veritabanı sorguları optimizasyon görmemiş, WordPress’te ağır eklentilerle şişirilmiş bir siteyi sadece CDN ile kusursuz hale getirmek mümkün değil. Bu yüzden ben her zaman şu sırayı öneriyorum: önce kod ve veritabanı optimizasyonu, sonra sunucu/hosting tarafında iyileştirmeler, ardından CDN gibi ağ tabanlı çözümler. Trafiğin büyüdükçe ve kaynakların sınırına yaklaştıkça da, bir üst kademe mimariye geçme zamanının gelip gelmediğini ayrıntılı VPS geçiş rehberinden kontrol edebilirsin.
CDN’i doğru kurguladığında; paylaşımlı hosting üzerinde bile oldukça tatmin edici sonuçlar alman mümkün. Özellikle ağ omurgası güçlü, CDN entegrasyonuna uygun altyapı sunan sağlayıcılarla (örneğin DCHost gibi veri merkezi ve sistem yönetimi tarafında odaklanan firmalarla) çalışmak bu süreci çok daha sorunsuz hale getiriyor. Bundan sonraki adım, ölçüm yaparak siteni düzenli aralıklarla incelemek ve gerektiğinde cache, DNS ve güvenlik ayarlarını güncelleyerek performansı sürdürülebilir kılmak.