• Home
  • Genel
  • Web Sitesi Kurma Adımları: Alan Adı, DNS, Hosting, SSL
web-sitesi-kurma-adimlari-alan-adi-dns-hosting-ssl

Web Sitesi Kurma Adımları: Alan Adı, DNS, Hosting, SSL

Sharing is caring!

Web sitesi kurma adımları için büyük resmi görmek

İnternette kendi projen için sağlam bir zemin kurmak istiyorsan, önce teknik temeli oturtman gerekiyor. Tasarım, logo, renk paleti elbette önemli ama web sitesi kurma adımları arasında en kritik nokta; alan adı, DNS, hosting ve SSL tarafının doğru kurgulanması. Bu temel zayıf olursa, en havalı tasarım bile bir anda çöpe dönüşebiliyor.

Burada amaç, kafanda net ve uygulanabilir bir teknik kurulum yol haritası oluşturmak. Yani hangi sırayla ne yapacağını, hangi panelde hangi ayarı değiştireceğini ve nerede hata yapmaman gerektiğini bilmek. Böylece web sitesi açma rehberi ararken onlarca sayfaya dağılmak yerine, tek seferde mantıklı bir planla ilerleyebilirsin.

Kısaca, bu yazıda alan adı, DNS, hosting ve SSL arasındaki ilişkiyi sadeleştirip somut adımlara dökeceğiz. Böylece yayına hazır, güvenli ve hızlı çalışan bir siteyi sıfırdan kurarken nerede ne yapman gerektiği netleşmiş olacak.

Alan adı seçimi ve kayıt süreci: Teknik başlangıç noktası

Her şey alan adıyla başlıyor. İnsanların tarayıcıya yazacağı o adres, markanın dijital kimliği kadar, teknik tarafta da kilit bir parça. Çünkü tüm trafiğin yönleneceği yer burası olacak.

Doğru alan adını seçerken teknik açıdan nelere bakmalı?

İsim bulma kısmı işin yaratıcı tarafı ama teknik detayları da görmezden gelmemek gerek. Öncelikle tercih ettiğin uzantının (.com, .net, .com.tr vb.) güvenilir bir kayıt operatörü üzerinden alınabilir olması önemli. Bazı egzotik uzantılar kısa vadede cazip görünse de, uzun vadede fiyat artışı, destek sıkıntısı ya da transfer zorluğu çıkarabiliyor.

Bir diğer nokta, alan adının mümkün olduğunca kısa, akılda kalıcı ve telaffuzu kolay olması. Teknik açıdan, içinde Türkçe karakter bulundurmayan bir ad her zaman daha az problem çıkarır. IDN destekli alan adları mevcut olsa da, mail ayarları, bazı eski sistemler veya üçüncü parti servislerde uyumsuzluk yaşanabiliyor.

Kayıt firması seçerken sadece fiyata bakmamak

Gerçek senaryo şöyle: Ucuza alan adı alınıyor, bir süre sonra DNS yönetim ekranı çok sınırlı olduğu için ya da destek geç cevap verdiği için ciddi zaman kaybı yaşanıyor. O yüzden fiyat kadar kontrol paneli kalitesi ve destek hızı da önemli.

Genellikle dikkat ettiğimiz birkaç kriter şöyle özetlenebilir:

  • DNS yönetim paneli detaylı mı? A, CNAME, MX, TXT, SRV gibi kayıtları serbestçe ekleyebiliyor musun?
  • İki aşamalı doğrulama, kilitleme, transfer kilidi gibi güvenlik seçenekleri var mı?
  • Alan adını başka bir DNS servisine (Cloudflare gibi) yönlendirmek kolay mı?

Alan adını aldıktan sonra iş bitmiyor; asıl kritik aşama, bu adresi doğru sunucuya bağlamak. Burada devreye DNS ayarları giriyor.

DNS ayarları: Alan adını sunucuya bağlama mantığı

DNS, kısaca internetin telefon rehberi gibi çalışıyor. Kullanıcı tarayıcıya alan adını yazıyor, DNS sistemleri ise bu alan adının hangi IP adresine gitmesi gerektiğini söylüyor. Yani alan adı dns hosting ssl zincirinin tam ortasında, trafik yöneten bir katman gibi düşünebilirsin.

Nameserver mı, tek tek DNS kaydı mı?

Çoğu zaman iki temel senaryo var. Ya alan adının nameserver adreslerini direkt hosting sağlayıcının verdiği adreslerle değiştirirsin, ya da alan adı firmandaki DNS panelinde tek tek A ve CNAME kayıtlarını düzenlersin.

Nameserver değiştirme senaryosunda, tüm DNS yönetimini hosting firmasının panelinden yaparsın. Basit projelerde bu yöntem iş görür. Daha esnek bir yapı istiyorsan, alan adını bağımsız bir DNS servisine yönlendirip A, CNAME ve diğer kayıtları orada yönetmek daha rahat olur.

Örneğin basit bir yapı şu şekilde olabilir:

# örnek A kaydı: @ 3600 IN A 203.0.113.10; www 3600 IN CNAME @

Burada @ ana alan adını, www ise alt alan adını temsil eder. Her ikisi de aynı IP adresine gittiğinde, kullanıcı senin sitene ulaşır.

Yayılma süresi ve sabırsızlık tuzağı

DNS değişiklikleri genellikle birkaç dakika içinde görülür, fakat bazı durumlarda 24 saate kadar sürebilir. Bu süre boyunca bazı kişiler eski IP adresine, bazıları yeni IP adresine yönlenebilir. Panik yapmamak için TTL değerlerini iyi ayarlamak ve değişikliklerden önce kısa vadeli plan yapmak önemli.

Özellikle proje canlıda çalışırken sunucu değişikliği yapıyorsan, önceden TTL değerini düşürüp, geçiş sırasında daha hızlı yayılma sağlamak hayat kurtarır.

Hosting altyapısını seçmek: Performans ve ölçeklenebilirlik

Alan adı ve DNS kısmını toparladıktan sonra sıra geliyor sitenin gerçekten çalışacağı yere, yani hosting tarafına. Burada vereceğin karar; hız, güvenlik, maliyet ve yönetim kolaylığını direkt etkiliyor. Bu yüzden teknik kurulum yol haritası hazırlarken hosting adımını yüzeysel geçmemek gerekiyor.

Paylaşımlı hosting, VPS ve bulut seçenekleri

Yeni başlayanlar genelde paylaşımlı hosting ile yola çıkıyor. Aynı sunucuda birden fazla sitenin barınması maliyeti düşürüyor, yönetimi de kolaylaştırıyor. Küçük ölçekli projeler, portfolyo siteleri ya da ilk denemeler için mantıklı.

Daha fazla kontrol, performans ve esneklik gerektiğinde VPS veya bulut sunucular devreye giriyor. Bu noktada işletim sistemi, RAM, disk türü (özellikle SSD ya da NVMe), yedekleme çözümleri ve panel seçimi ciddi önem kazanıyor.

Biz genellikle şu çerçeveye bakıyoruz:

  • Basit tanıtım sitesi veya küçük blog: Orta seviye paylaşımlı hosting
  • E-ticaret, yoğun trafik veya özel yazılım: Güçlü VPS ya da yönetilen bulut sunucu
  • Çok sayıda site yöneten ajans yapısı: Yönetilebilir paneli olan, yedekleme çözümleri güçlü bir platform

Panel, PHP sürümü ve veritabanı tarafı

Hosting seçerken sadece disk ve trafik değerlerine bakmak yerine, kontrol paneli ve yazılım sürümlerini de incelemek gerekiyor. Modern projelerde güncel PHP sürümü, güvenli bir MySQL veya MariaDB kurulumu ve otomatik yedekleme büyük fark yaratıyor.

Örneğin WordPress kuracaksan, tek tıkla kurulum sihirbazı, otomatik SSL entegrasyonu ve önbellekleme desteği olan paketler, web sitesi kurma adımları listesini oldukça hızlandırır. Ayrıca SSH erişimi olan bir hosting, ileride CI/CD veya otomasyon tarafına geçmek istersen hayatı çok kolaylaştırır.

SSL sertifikası: Güvenlik, SEO ve kullanıcı güveni

Artık modern web dünyasında HTTP ile çalışan bir site neredeyse kabul edilmiyor. Tarayıcılar uyarı gösteriyor, kullanıcılar tedirgin oluyor ve arama motorları da HTTPS olmayan siteleri geriye itiyor. Bu yüzden alan adı dns hosting ssl dörtlüsünü aynı planda düşünmek gerekiyor.

Hangi SSL türü işine yarar?

Küçük projelerde ve kişisel sitelerde genellikle ücretsiz Let's Encrypt sertifikaları fazlasıyla yeterli. Çoğu hosting paneli artık birkaç tıkla otomatik SSL kurulumu sunuyor. Kurumsal yapılarda veya daha yüksek güven ihtiyacında ise ücretli, kuruluş doğrulamalı sertifikalar tercih edilebiliyor.

Önemli olan, SSL sertifikasının sadece kurulmuş olması değil, süre dolmadan otomatik yenileme sisteminin sorunsuz çalışması. Aksi halde sertifika bittiğinde tarayıcıların gösterdiği uyarılar site trafiğini ciddi anlamda düşürebiliyor.

HTTP'den HTTPS'e kalıcı yönlendirme

SSL kurulduktan sonra sitenin her isteğinin HTTPS üzerinden çalıştığından emin olmak gerekiyor. Bunun için genellikle web sunucusu yapılandırmasına kalıcı bir yönlendirme kuralı ekleniyor.

Apache kullanan bir yapıdaysan, .htaccess dosyasında şuna benzer bir kural iş görebilir:

RewriteEngine On; RewriteCond %{HTTPS} off; RewriteRule (.*) https://%{HTTP_HOST}%{REQUEST_URI} [L,R=301]

Bu sayede kullanıcı adresi HTTP olarak bile yazsa, otomatik olarak HTTPS sürümüne yönlenir. Arama motorları açısından da tutarlı ve güvenli bir yapı oluşur.

Dosya yükleme, CMS kurulumu ve temel yapılandırma

Sunucu ve SSL tarafını oturttuktan sonra sıra uygulama katmanına geliyor. Yani sitenin gerçekten gördüğümüz halini oluşturacak yazılım. Bu bir içerik yönetim sistemi (WordPress, Joomla vb.), özel geliştirilen bir yazılım ya da statik site yapısı olabilir.

Otomatik kurulum mu, manuel kurulum mu?

Hosting panelinde çoğu zaman tek tıkla kurulum sihirbazları bulunuyor. Özellikle WordPress gibi popüler içerik yönetim sistemlerinde, birkaç form doldurarak dakikalar içinde çalışır hale gelebiliyorsun. Bu, web sitesi açma rehberi arayanlar için son derece pratik bir yol.

Fakat daha fazla kontrol istiyorsan, manuel kurulum yapmak da bir seçenek. Dosyaları FTP veya SFTP ile sunucuya yükleyip, veritabanını elle oluşturup, yapılandırma dosyalarını düzenleyerek kurulum yapmak; ilk başta uğraştırıcı görünse de, ileride çıkabilecek sorunlarda nasıl müdahale edeceğini öğrenmeni sağlar.

Özel yazılım kullanıyorsan, ortam değişkenleri, gizli anahtarlar ve API bilgilerinin .env benzeri bir dosyada güvenli şekilde tutulduğundan emin olman gerekiyor. Bu dosyaların asla herkese açık dizinlerden erişilememesi, temel bir güvenlik kuralı.

Temel güvenlik ve performans ayarları

İlk açılış anında yapacağın birkaç ayar, uzun vadede seni ciddi dertlerden kurtarır. Örneğin yönetim paneli adresini herkesin tahmin edebileceği bir yapıda bırakmamak, güçlü parolalar kullanmak ve iki aşamalı doğrulama eklemek, brute-force saldırılarını ciddi şekilde zorlaştırır.

Performans tarafında ise önbellekleme eklentileri, görsel optimizasyonu ve mümkünse CDN kullanımı güzel sonuçlar verir. Özellikle global ziyaretçi kitlesi bekliyorsan, CDN ile statik içerikleri kullanıcılara en yakın noktadan sunmak sitenin hızını gözle görülür şekilde artırır.

DNS, e-posta ve ek servislerin uyumlu çalışması

Birçok projede gözden kaçan nokta, e-posta ve diğer servislerin DNS tarafıyla uyumu oluyor. Sadece siteyi çalıştırmak yetmiyor, aynı zamanda kurumsal e-posta adreslerinin ve üçüncü parti servislerin de sorunsuz işlemesi gerekiyor.

Eğer e-postaları hosting üzerinden değil de, Google Workspace veya benzeri bir çözümle kullanıyorsan, MX, SPF, DKIM ve DMARC kayıtlarının doğru yapılandırılması şart. Yanlış ya da eksik ayarlanan kayıtlar, gönderdiğin maillerin spam klasörüne düşmesine neden olabilir.

Burada mantık şu: Alan adın tek bir yerde kayıtlı olabilir ama DNS kayıtları üzerinden trafiği farklı hizmetlere dağıtabilirsin. Web trafiği hosting sunucusuna giderken, e-posta trafiği tamamen farklı bir altyapıya yönlenebilir. Bu esnekliği, alan adı dns hosting ssl ve e-posta kayıtlarını aynı tablo içinde planlayarak yönetmek işleri kolaylaştırır.

Yayına almadan önce teknik kontrol listesi

Tüm yapı taşlarını yerleştirdikten sonra, yayına almadan hemen önce kısa ama etkili bir kontrol listesi üzerinden geçmek iyi bir alışkanlık. Böylece gözden kaçan küçük detaylar yüzünden kullanıcı kaybetmemiş olursun.

  • Alan adı doğru IP adresine yönleniyor mu? Farklı ağlardan test ettin mi?
  • Hem alanadi.com hem de www.alanadi.com doğru şekilde çalışıyor ve tek bir sürüme yönleniyor mu?
  • SSL sertifikası geçerli mi, tarayıcıda güvenli uyarısı görünüyor mu?
  • HTTP istekleri otomatik olarak HTTPS sürümüne yönleniyor mu?
  • Yönetim paneli adresi tahmin edilmesi zor ve güvenli mi?
  • Güçlü parolalar ve mümkünse iki aşamalı doğrulama aktif mi?
  • Temel yedekleme stratejisi hazır mı? En azından dosya ve veritabanı yedeği aldın mı?
  • İletişim formları, üyelik sistemi veya ödeme adımları varsa, hepsi gerçek senaryolarla test edildi mi?

Bu tarz bir listeyi kendi projene göre genişletebilir, her yeni web sitesi açılışında kullanabileceğin standart bir şablona dönüştürebilirsin.

Teknik kurulum yol haritasını kendi projenle örtüştürmek

Şimdi elinde net bir çerçeve var: Alan adını seçtin, DNS ayarlarını yapılandırdın, hosting altyapısını belirledin ve SSL ile güvenli bağlantıyı kurdun. Üzerine uygulama katmanını, performans ve güvenlik optimizasyonlarını eklediğinde, aslında çoğu kişinin karmaşık gördüğü süreç gözünün önünde sadeleşiyor.

Buradan sonrası tamamen proje hedeflerine göre şekilleniyor. Kimi zaman basit bir blog için hızlıca ilerlemek isteyeceksin, kimi zaman da büyük bir e-ticaret projesi için her adımı iki kere kontrol etmek gerekecek. Önemli olan, web sitesi kurma adımları için hazırladığın teknik planın, proje büyüdükçe seni kısıtlamaması.

İlk adım olarak, kendi alan adını ve mevcut DNS durumunu inceleyerek başla. Hangi kayıt nerede tutuluyor, hangi hizmetler devrede, hepsini bir kez kağıda dök. Ardından barındırma altyapını gözden geçir, SSL ve yönlendirme kurallarını test et. İstersen küçük bir deneme alt alan adı açıp tüm akışı orada prova edebilirsin.

Kısacası, teknik kurulum yol haritası ne kadar net olursa, ileride yapacağın tasarım değişiklikleri, SEO çalışmaları veya yeni özellik eklemeleri o kadar sorunsuz ilerler. Adımları sindire sindire uyguladığında, hem alan adı dns hosting ssl dengesini çok daha iyi anlayacak, hem de yeni projelere başlarken kendine güvenin ciddi şekilde artacak.

Sıkça Sorulan Sorular

Web sitesi kurma adımları hangi sırayla ilerlemeli?

Önce alan adını seçip kayıt edersin, ardından DNS ayarlarını yaparak alan adını hosting sunucusuna yönlendirirsin. Sonrasında hosting paketini kurar, dosyalarını ve varsa CMS'ini yüklersin. En son SSL sertifikasını kurup HTTP'den HTTPS'e kalıcı yönlendirme yaparak güvenli bağlantıyı tamamlarsın.

Alan adı, DNS, hosting ve SSL arasındaki fark nedir?

Alan adı, sitenin adresidir; DNS, bu adresi IP'ye çeviren sistemdir. Hosting, dosyalarının ve veritabanının bulunduğu sunucu altyapısıdır. SSL ise tarayıcı ile sunucu arasındaki veri trafiğini şifreleyen güvenlik sertifikasıdır. Hepsi birlikte çalışarak siteye güvenli ve hızlı erişim sağlar.

Ücretsiz SSL sertifikası kullanmak yeterli olur mu?

Kişisel projeler, bloglar ve çoğu küçük ölçekli site için ücretsiz Let's Encrypt gibi SSL sertifikaları genellikle fazlasıyla yeterlidir. Kurumsal projelerde veya yasal gereklilik olan sektörlerde ise, gelişmiş doğrulama ve ek garanti sunan ücretli sertifikalar tercih edilebilir.

DNS değişiklikleri neden hemen etkisini göstermiyor?

DNS kayıtları dünya genelinde farklı sunucularda önbelleğe alınır. Bir kaydı değiştirdiğinde bu önbelleklerin yenilenmesi zaman alır. Bu süreye DNS yayılma süresi denir ve genelde birkaç dakika ile 24 saat arasında değişir. TTL değerleri ne kadar düşükse, yeni ayarların görülme hızı da o kadar artar.

Yeni Paylaşılanlar
Clear Filters

Alan adı seçiminden DNS yapılandırmasına, hosting tercihlerinden SSL kurulumuna kadar web sitesi kurma sürecinin teknik adımlarını sade, uygulanabilir bir yol haritası ile keşfet.

DNS kayıt türleri sadece sitenin açılıp açılmamasını değil, e‑posta teslimatından güvenliğe kadar pek çok alanı etkiliyor. A, CNAME, MX, TXT ve diğer kayıtların ne işe yaradığını bu rehberde netleştir.

Yorum Yapın

Bağlantılı Makaleler